Biruni Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Dilara Çiçek, işe müracaat süreci ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.
Çiçek, 2024 FDI Dünya Diş Hekimliği Kongresinde misyon almak için Türk Diş Tabipleri Federasyonu’nun anlaştığı aracı kuruma giderek müracaat yaptığını söyleyerek, “Diş tabiplerinin olduğu WhatsApp kümemize gönderilen formu doldurunca aracı kurum beni aradı ve Kadıköy’deki yerlerinde görüşmeye gittik. Oraya gittiğimizde her şey yolundaydı.” dedi.
Beraber gittiği arkadaşı da dahil aracı kurumun çalışmak için başvuranların işe alındığını belirten Çiçek, aracı kurumun çalışmak için öncelik olarak diş doktorlarının tercih edildiğini söylediğini lisana getirdi.
Arkadaşlarına yapılan geri dönüşün ardından aracı kurumu kendisini “unuttuğunu” düşünerek aradığını söz eden Çiçek, “İşe alımlardan sorumlu Başak Hanım’ı aradım ve neden aranmadığımı sordum. Kendisi ismimi sordu, evrakıma baktı. Sonra bana, ‘Dünya Diş Doktorları Federasyonu tesettürlü çalışan istemiyor’ dedi. Doğal çok şaşırdım yani ne reaksiyon vereceğini de bilemedim. Bu türlü bir cümle kurulmasını hiç beklemiyordum. Akabinde da ‘Başka kongrelerimiz var. İsterseniz sizi ona aktaralım’ dedi. Ben diş hekimliğiyle alakalı olduğu için burada çalışmak istemiştim.” dedi.
“AYRIMCILIĞA UĞRAYANLARIN HAKKINI SAVUNUYORUM”
Olayın toplumsal medyadan duyulmasının akabinde Türk Diş Tabipleri Derneği ve Türk Diş Hekimleri Birliğinin kendisine ulaştığını aktaran Çiçek, Türk Diş Hekimleri Birliği Lideri Tarık İşmen’in arayarak bu durumu kınadığını ve kabul edilemez olduğunu söylediğini bildirdi.
Aracı kurumdan ulaşarak “yanlış anlaşılma” olabileceğini belirttiklerini anlatan Çiçek, “Aracı kurum bana ‘Şirketimizde de tesettürlü çalışanlar var. Bu türlü bir şey olamaz yanlış anlaşılma var.’ dedi. Ben de hanımefendinin bana söylediği cümleyi söyleyerek, ‘Bazı kriterlere uymuyorsunuz denseniz zati ben açıkçası başörtüden ötürü olacağını asla düşünmezdim. Direkt cümle kurulduğu için bu olayın üzerine gittim cümle kurulmasaydı esasen bu olay bu kadar büyümeyecekti’ dedim.” diye konuştu.
“SOSYAL MEDYADA HAKARETE UĞRADIM”
Çiçek, haberin toplumsal medyada gündem olmasının akabinde hakarete uğradığını kaydederek, bu mevzudan linç yiyeceğinin hiç aklına gelmediğine değindi.
Bazı toplumsal medya kullanıcılarının olayları yanlış anladığı için kendisine “yalancı” dediğini vurgulayan Çiçek, “Yorumların yüzde 95’i yalancı olduğumu söylemiş. Ben kongreye alınmadım demiyorum, kongreye biletimi alıp giderim olay benim orada çalışamıyor olmam.” sözlerini kullandı.
Çiçek, kendisinin ünlü olmak ya da öteki bir gayesi olmadığını söyleyerek, bu olayda kendisinin bir çıkarının olmadığını belirtti.
Başka insanların mağduriyet yaşamaması için yaşadığı mağduriyetin duyurduğuna dikkati çeken Çiçek, şöyle devam etti:
“Ben o yüzden açıkçası sesimi duyurabildiğim için bu türlü bir badireyi ben yaşıyorum. Öbürleri da yaşıyorsa bunun tedbiri alınsın, bu türlü bir şey yaşanmasın diye. Ben yalnızca kendi hakkımı savunmak için buradayım. Tıpkı vakitte bu ayrımcılığa, bu ırkçılığa uğrayan başka insanların da hakkını savunmak için buradayım. Benim buna hiçbir biçimde bir çıkarım yok.”
“ASLA SUSULMAMASI GEREKİYOR”
Çiçek, yaşadığı mağduriyetin akabinde İstanbul Kartal Adliyesi’ne hata duyurusunda bulunduğunu lisana getirerek, “Bunun sorumlusunun cezasını çekmesi gerekiyor. Bunun sorumluluğunu birinin alması gerekiyor. O yüzden ben bu bahis hakkında kabahat duyurusunda bulundum. İşte bunun takipçisi olacağım.” dedi.
Sosyal medyada birtakım kullanıcıların yapılan ayrımcılığa takviye olduğunu ve şahsına hakaret edildiğini bildiren Çiçek, onlar hakkında da cürüm duyusunda bulduğunu aktardı.
Çiçek, rastgele bir ayrımcılığa uğrayanların “susmaması” gerektiğine değinerek, şu sözleri kullandı:
“Büyük ihtimal benden evvel diğer Allah bilir kaç kişi bu türlü bir problemle karşılaştı. Lakin kimisi sesini duyuracaklarını bilemedikleri için yahut kimlerle konuşacaklarını bilemedikleri için bu bahsin üzerini kapattılar ya da içlerine attılar. Bu türlü bir şeyin yapılmaması gerekiyor. Bu türlü bir haksızlığa uğradıysanız, bu yalnızca tesettürle de alakası yok. Yani rastgele bir ırkçılığa uğradıysanız bunun peşini bırakmamanız gerekiyor. Asla susulmaması gerekiyor. Bilhassa de bu mevzu hakkında ırkçılığa uğrayanların seslerini duyurması gerekiyor.”
Kendi başına bu tıp bir ayrımcılığın gelmeyeceğini düşündüğünü anlatan Çiçek, “Ben bu türlü bir şeyin başıma geleceğini asla düşünmüyordum. Hatta bu cümleyi duyduğumda nasıl hissedeceğimi de bilemedim. Arkadaşıma anlattığımda o da inanamadı. Annem bu bahislerde mağduriyet yaşayıp bize anlattığında şaşırıyordum bu türlü bir şey de hala devam ediyor mu diye. Ancak işte o gün ben de bu türlü bir cümle duyuyorum ve ben de bu birinci darbemi yemiş bulundum bu husus hakkında. 2024 yılında hala bu türlü bir şeyle karşılaşmak nitekim çok şaşırtan ve saçmalık.” diye konuştu.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI HUKUKİ DESTEK VERECEK
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, dün toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada, Çiçek’in İstanbul’da düzenlenecek kongrede vazife alma talebinin başörtülü olması sebebiyle reddedilmesinden utanç ve ıstırap duyduklarını belirtmişti.
Bakan Göktaş, “Kendisine ulaşarak maruz kaldığı ayrımcılık karşısında hakkını arama sürecinde Bakanlık olarak destekçisi olacağımızı ve süreci şahsen takip edeceğimizi söz ettik. Bayanların kıyafetlerinden ötürü ayrımcılığa uğramadığı bir Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadesini kullanmıştı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da Çiçek’in müracaatının başörtülü olduğu gerekçesiyle reddedildiği tezi üzerine Başsavcılık tarafından “nefret ve ayrımcılık” kabahatinden soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.